İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | pull down f. | yıkmak | ||
They decided to pull down the old building. Eski binayı yıkmaya karar verdiler. More Sentences |
||||
Genel | pull down f. | aşağı çekmek | ||
The economic collapse in Zimbabwe is pulling down neighbouring countries. Zimbabve'deki ekonomik çöküş komşu ülkeleri de aşağı çekiyor. More Sentences |
||||
Genel | pull down f. | indirmek | ||
Please pull down the blinds. Lütfen panjurları indirin. More Sentences |
||||
Genel | pull down f. | düşürmek | ||
Genel | pull down f. | yıkmak (binayı) | ||
Genel | pull down f. | aşağıya çekmek | ||
Genel | pull down f. | alaşağı etmek | ||
Genel | pull down f. | yerle bir etmek | ||
Genel | pull down f. | temele kadar yıkmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | pull down f. | yok etmek | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | halletmek | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | üstesinden gelmek | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | moralini bozmak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | gururunu kırmak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | halsiz bırakmak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | (topu) yakalamak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | maaş olarak almak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | tazminat olarak almak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | ödül olarak almak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | (kıyafet boyu) uzatmak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | yere yakınlaştırmak | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | yere düşürmek | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | yere indirmek | ||
Öbek Fiiller | pull down f. | yere bırakmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | pull down f. | para kazanmak | ||
Sport | ||||
Spor | pull down i. | elense çekme |